Anadolu ve İzmir'in İşgali arasındaki benzerlikler
Anadolu ve İzmir'in İşgali ortak 7 şeyler var. (Ünionpedi içinde): Anadolu, Kütahya, Osmanlı İmparatorluğu, Rum, Türk Kurtuluş Savaşı, Türkler, Yunanlar.
Anadolu
küçükresim Anadolu (romanize: Anatolḗ), Anadolu Yarımadası (Chersónisos tis Anatolías) veya coğrafi olarak Asya Kıtası'nın tüm özelliklerini içerdiğinden Küçük Asya (Mikrá Asía), Asya kıtasının en batısında Karadeniz, Akdeniz ve Ege denizi arasında kalan yaklaşık 755.000 km²'lik bir alanı kaplayan dağlık bir yarımadadır.
Anadolu ve Anadolu · Anadolu ve İzmir'in İşgali ·
Kütahya
Kütahya (Latince: Cotyaeum), Ege Bölgesi'nde yer alan Kütahya ilinin merkezi olan şehirdir. Kütahya bölgesi, kuzey ve batıdaki yüksek dağ sırtlarında doruğa ulaşan tarım arazileri ile geniş bir yamaç alanına sahiptir.
Anadolu ve Kütahya · Kütahya ve İzmir'in İşgali ·
Osmanlı İmparatorluğu
Osmanlı İmparatorluğu'nun 1593 yılındaki durumunu gösteren ayrıntılı bir harita Osmanlı İmparatorluğu ya da Osmanlı Devleti, resmî olarak Devlet-i Aliyye ve yine resmî olarak antlaşmalarda ve uluslararası kullanımlarda Türkiye,1856 Paris Barış Antlaşması'nın resmî Türkçe nüshasında Türkistan, İngilizce nüshasında Turkey ve Almanca nüshasında ise Türkei ismi geçmektedir.
Anadolu ve Osmanlı İmparatorluğu · Osmanlı İmparatorluğu ve İzmir'in İşgali ·
Rum
Rum (Rûm), Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşamış ve Roma yurttaşı haklarına sahip olmuş halk veya kişidir. Türk Dil Kurumu Bu kimselerin çeşitli etnisiteye sahip bireylerden oluşan bir topluluk olmalarına karşın ilerleyen zamanda bu kimselerin konuştukları Latinceyi bırakarak Yunancayı benimsemeleri ve çoğunluğun Müslümanlardan oluştuğu yerlerde yaşamaları nedeniyle daha sonradan bu kelime, Yunanistan dışında Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimseleri ifade etmek için kullanılmıştır.
Anadolu ve Rum · Rum ve İzmir'in İşgali ·
Türk Kurtuluş Savaşı
Türk Kurtuluş Savaşı, I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'nce işgali sonucunda Mîsâk-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak için 1919-1922 yılları arasında gerçekleştirilen çok cepheli siyasi ve askeri mücadeledir. Batı Anadolu'da İtilaf Devletleri'nin harekete geçirdikleri Yunan ordusuna; güneyde Fransız ordusuna; doğuda Ermenistan'ın kuvvetlerine; İstanbul rejimine sadık milislere, feodal güçlere ve ayrılıkçılara karşı savaşılmıştır. Bu mücadelenin Batı Cephesi Yunan millî belleğine "Küçük Asya Felaketi" adıyla kazınmıştır.Jowett, S. Philip, Kurtuluş Savaşı’nda Ordular 1919-22, çev. Emir Yener, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2015. Savaş sırasında Yunan ve Ermeni kuvvetleri, bir etnik temizlik harekâtı olarak, Türk halkına karşı katliamlar, yağmalar ve tecavüzler gerçekleştirmiştir. Savaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlanmıştır. Yunan ordusu, Megali İdea düşüncesiyle eski Yunan topraklarını birleştirmek ve ayrıca İtalyanların bölgeyi işgal etmesini önlemek amacıyla 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıktı. Bunun üzerine Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan hoşnut olmayan ve ülkeyi kurtarmanın yollarını arayan Mustafa Kemal Paşa IX. Ordu Müfettişi sıfatıyla 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı ve yurt çapında topyekûn bir direniş gerçekleştirmek için işe girişti. Bu tarihte Çanakkale ve İstanbul Boğazları ve Trakya İtilaf devletlerinin; Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz'deki Mersin, Adana, Maraş, Antep ve Urfa Fransız; Antalya ve Muğla İtalyan işgali altındaydı. Ermeniler bir yandan Doğu Anadolu'yu işgal ederken bir yandan da güneydoğudaki Fransız birlikleriyle işbirliği yapmaktaydı. Benzer bir şekilde Eskişehir, Kütahya, Amasya gibi kentlerde İngiliz askerleri bulunmaktaydı. İngiliz kabinesi ise, İmparatorluğunun önemli bir kısmı Müslüman kitleden oluştuğu için, Türkiye'nin parçalanmasının Müslüman coğrafyasında uyandıracağı huzursuzluğu göz önünde bulundurarak, Anadolu'nun parçalanmasını engellemek ve İtalya ile Fransa'yı bölgeden uzaklaştırmak amacıyla, Lord Curzon'un önerisi üzerine, 19 Mayıs 1919'da Anadolu ve Boğazlar boyunca bölge üzerinde ABD mandası teklif edilmesine karar verdi. ABD'nin bu öneriyi değerlendirme süreci sebebiyle barış müzakereleri Şubat 1920'ye kadar ertelendi. Bu dönemde Mustafa Kemal kongreler düzenleyerek halkı savaşa manen hazırlamakla ve askerî direnişi örgütlemekle uğraştı. Mustafa Kemal önce halktan oluşturulan silahlı müfrezelerle işgali yavaşlatmayı ve böylelikle kazanılan zamanla düzenli ordunun kurulmasını planlamıştı. Kuvâ-yi Milliye ile yapılan gerilla savaşı tekniği güneyde Fransızlara karşı başarılı olmuştu. Doğu Cephesi'nde ise Kazım Karabekir komutası altındaki XV. Kolordu Ermeni birliklerine karşı başarı gösteriyordu. Böylelikle Kazım Karabekir komutasındaki ordu Sarıkamış, Kars ve Gümrü'yü ele geçirdi ve 3 Aralık 1920'de Gümrü Antlaşması imzalandı. Batı Cephesi'nde ise Kuvâ-yi Milliye birlikleri Yunanları yenebilecek kabiliyette olmasa da onları oyalamaktaydı. 22 Haziran 1920 tarihinde Yunanların Gediz taarruzu, düzenli ordunun gerekliliğini ortaya koydu. Bu sırada Yunan Kralı Aleksandros, bir maymun ısırığı sonucu öldü ve Yunanistan'da Elefterios Venizelos Hükûmeti düştü. Yapılan referandum sonucu ise eski kral Konstantin sürgünden dönerek tekrar tahtına oturdu. Ve bu ani değişim sonucu olarak Yunanistan tüm itilâf desteğini kaybetti. Bu gelişme üzerine 9 Aralık 1920'de Mustafa Kemal Paşa, Batı Cephesi komutanı Ali Fuat Paşa'yı görevinden azletti ve Batı Cephesini sırasıyla Miralay İsmet Bey ve Miralay Refet Bey tarafından komuta edilmek üzere kuzey ve güney olarak ikiye böldü. 1920 yılının ortalarında ülke çapında gerçekleşen 18 iç isyanın bastırılması düzenli ordunun üstünlüğünü gösterdi. Ocak 1921'de Konstantin'in emriyle yapılan keşif taarruzu Birinci İnönü Muharebesi'nde durduruldu. Diğer taraftan İtalya ve Fransa ise I. Dünya Savaşı sırasında düşmanca tavırları olan kralın geri dönüşü nedeniyle Yunanistan'a karşı Türkiye'yi destekleme kararı alarak Sevr'in gözden geçirilmesini talep ettiler. Bu talepler sonucu toplanan Londra Konferansı'na Türkiye de davet edildi ve Ankara Hükûmeti'nin ülke çapındaki otoritesi arttı. Yunanların 23 Şubat 1921'de başlayan Londra Konferansı'ndan bir yarar sağlayamayacaklarını anlamaları üzerine 23 Mart'ta başlayan İkinci İnönü Savaşı gerçekleşti. 1 Nisan'da muharebe Türklerin zaferi ile sonuçlandı. 10 Temmuz'da Kütahya-Eskişehir Muharebeleri gerçekleşti. Muharebe sonrası Afyon, Eskişehir ve Kütahya Yunanların eline geçti ve Türk ordusu Sakarya Nehri'nin doğusuna çekildi. Savaş sonrası TBMM tahkik heyetinin cepheye gönderilmesi kararlaştırıldı. Meclis heyetinin cepheden dönüşte verdiği rapor sonrası ordunun teçhizat ihtiyacını karşılayabilmek için Tekalif-i Milliye emirleri çıkarıldı. Zaferlerini pekiştirmek isteyen Yunanlar, Sevr Antlaşması'nı kabul ettirmek amacıyla 23 Ağustos'ta taarruza kalktılar. Yunanlar Ankara'ya 50 kilometre kadar yaklaşsalar da Sakarya Muharebesi onlar için başarısızlıkla sonuçlandı. İtalya, Fransa ve Rusya'nın Ankara'ya verdikleri destek ve İtilaf Devletleri'nin Kasım 1920'den sonra Yunanistan'a uyguladıkları ambargo sonucu zaman Türklerin lehine ve Yunanların aleyhine işliyordu. Yunan birliklerini Anadolu'dan kesin olarak atmak için Mustafa Kemal Paşa 10 ay boyunca askerleri talim etti ve teçhizat ihtiyacını karşılamak için girişimlerde bulundu. Taarruzun baskın etkisiyle başarıya ulaşması sağlanacaktı. 26 Ağustos 1922'de taarruz başladı ve 30 Ağustos'ta Başkomutanlık Meydan Muharebesi gerçekleştirilerek Yunan birlikleri mağlup edildi. Geri çekilen Yunan birlikleri takip edildi ve Türk ordusu 9 Eylül 1922'de İzmir'e girdi. 18 Eylül itibarıyla Yunanlar Anadolu'dan tamamıyla silinmişti. Türk ordusu Boğazlar ve İstanbul bölgesine yönelince Çanakkale krizi denilen süreçte İtilaf kuvvetleri İstanbul'dan çekilmeye başladılar. Bunun üzerine Trakya'daki Yunan birlikleri de bölgeden çekildi. 11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile fiilen biten savaş, 13 Ekim 1921'de imzalanan Kars Antlaşması ile Doğu Cephesi'yle sınırlı olmak üzere, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile ise topyekûn sona ermiştir.
Anadolu ve Türk Kurtuluş Savaşı · Türk Kurtuluş Savaşı ve İzmir'in İşgali ·
Türkler
Türkler, çoğunlukla Türkiye ve Osmanlı İmparatorluğu'nun eski topraklarında yaşayan bir Türk halkıdır. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından önceki dönemlerde elinde bulundurduğu coğrafi alanlar (başlıca Kosova, Kuzey Makedonya, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Kıbrıs, Gürcistan, Irak, Suriye) üzerinde yaşayan ve Osmanlı yıkıldıktan sonra bu bölgelerde kalan Türk azınlıklar da Türkler sınıfına girer.
Anadolu ve Türkler · Türkler ve İzmir'in İşgali ·
Yunanlar
Yunanlar ya da Helenler (romanize: Éllines), Yunanistan, Kıbrıs, Arnavutluk, İtalya, Türkiye, Mısır ve Doğu Akdeniz'i çevreleyen diğer ülkelerde yaşamış veya yaşayan, aynı zamanda da dünya çapına yayılmış ve diasporalar oluşturmuş bir etnik grup.. Yunanların MÖ 20. yüzyılda kitleler hâlinde Balkan Yarımadası'nın güneyine göç ettiklerine inanılır. Yunanlar zamanla Anadolu'da ve Karadeniz sahillerinde ticaret kolonileri kurmuşlar ve gerek Anadolu'da gerekse de Yunanistan'da uzun yıllar hüküm sürmüşlerdir. Roma İmparatorluğu'nun giderek güç kazanması ile bağımsızlıklarını koruyamamışlar ve Roma egemenliği altına girmişlerdir. Roma İmparatorluğu'nun kalıcı tetrarşiye giderek ikiye ayrılması ile doğu kanadında Bizans İmparatorluğu kuruldu. 1000 yıldan fazla tarih sahnesinde rol oynayan Bizans İmparatorluğu, Osmanlı Devleti'nin Konstantinopolis'i fethetmesi ile yıkıldı, Trabzon ve Mora'nın alınması ile de dirilme umutlarını kaybetti. Osmanlı Devleti, İstanbul'daki Ortodoks kilisesinin şehirde kalmasına izin verdi ve bu nedenle Yunanlar uzun yıllar göç etmeden Osmanlı egemenliği altında yaşadılar. Fakat bunun yanında şehir alındığında birçok bilim insanı ve filozof Avrupa'ya göç etti. Osmanlı egemenliğindeki Yunanlar 1832'de Osmanlı Devleti'nden ayrılarak kendi krallıklarını kurdular. 1923 yılında Lozan Anlaşması ile Türkiye'de yaşayan Rumlar ve Yunanistan'da yaşayan Türkler nüfus mübadelesi sonucunda yer değiştirdi. 1923'te 12,4 milyon olan Türkiye nüfusundan 1,2 milyon Yunan ayrıldı. Buna karşılık 5 milyon nüfuslu Yunanistan'dan 500.000 Türk Türkiye'ye göç etti., Ayhan Ateş, 2008, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (Sosyal Bilimler Enstitüsü), sayfa 53-54.
Yukarıdaki liste aşağıdaki sorulara cevaplar
- Neye Anadolu ve İzmir'in İşgali görünüyor
- Ne onlar ortak Anadolu ve İzmir'in İşgali var
- Anadolu ve İzmir'in İşgali arasındaki benzerlikler
Anadolu ve İzmir'in İşgali karşılaştırılması
Anadolu 214 ilişkileri vardır. İzmir'in İşgali 60 ilişkileri vardır. Ortak 7 yılında olduğu gibi, Jaccard endeksi 2.55% olduğunu = 7 / (214 + 60).
Kaynaklar
Bu makalede, Anadolu ve İzmir'in İşgali arasındaki ilişkiyi göstermektedir. bilgi ekstre edildi her makale ulaşmak için, lütfen ziyaret edin: